Uzun senelerden beri çöplere göz dikmişim. O zenginliklerden nasıl bir şeyler çıkarabiliriz diye. Ama toplumun büyük çoğunluğunun böyle bir derdi haline getirilemediği için bu cevherleri heba etmeye devam ediyoruz.

Türkiye’de çöplere göz dikmiş çok insan bilirim. Ama neredeyse hepsi çöplerden uzaklarda olan insanlar, yani bilimle uğraşan insanlar onlar. Onların çöplerin kıymetini biliyor olmaları pek işe yaramadı şimdiye kadar.

Biz de belediyelerimize çeşitli biçimlerde bu konulardaki tavsiyelerimizi ilettik. Bazıları biz iletmeden de belirli bir hassasiyet kazanmışlardı. Ancak uygulama başlangıcı aşamasında hassasiyetlerinin yeterli olmamasından olsa gerek, kararlarının tutarsız olduğunu gördük.

Ayrılmış çöp toplamak için yeni kutu tipleri belirleyip yol kenarlarına yerleştirmişler. İçlerine baktım hepsinde aynı tip çöp var. Güya plastik, kâğıt, şişe diye ayırmışlar. Ama hepsinde her şey var. Yani kutular şimdilik boşa gitmiş gözüküyor.

Böyle olacağını ben şahsen biliyordum. Halka yönelik hiçbir bilgilendirme, işi benimsetme çalışması yapılmadan zaten olmaz. Ama bunu anlamak için halkınızı, toplumunuzu ve alışkanlıklarını tanıyacaksınız, bileceksiniz. Bu işte belediyelerimizin yeterince maharetli olmadıkları malumlarıdır.

Çöpler konusunda yıllarını, ömürlerini tüketmiş, dirseklerini çürütmüş ve devletin çok miktarda parasını tüketmiş yeter sayıda bilim adamı olduğunu hatırlayarak, bilimin yol göstericiliğine inanmış olarak daha doğru ve işe yarar şeyler yapılabilir.

İdari makamlardakilerin âlim olmalarına gerek olmadığını söylemek istiyorum. Ama müracaat edeceksiniz. Burnunuzun dikine gitme alışkanlığını terk edeceksiniz, bu şart.

            Belediyelerimize, beklide bu işleri bilimsel manada en az bilen birisi olarak, yaptıklarından çok daha ileri ve uygulanabilir yollar önermiştim. Üstelik hiçbir maddi karşılığı olmadan elimden geleni yapmaya hazır olduğumu da bildirerek. Doğal olarak(!) hiçbir işe yaramadı, hiçbir belediye başkanının kulağına küpe olmadı. Sonuç olarak ta işe yarayacağı kesin olan çöplerimiz, dönülmez yollu çöp olmaya devam ediyor.

Şimdilerde artık bu konulara kafa yormanın ilave bir faydası olmayacağını düşünmeye başladım. İmam-ı Şafi’nin güzel bir sözünü hatırladım da onun için. Diyor ki Şafi,

 

“Ne zaman âlimle tartıştım,

  Hep haklı çıktım.

  Ne zaman cahille tartıştım,

  Hep haksız çıktım.”

 

Aslında fazla söze gerek yok. Düğüm Şafi’nin sözüyle çözülür. Çöplerdeki cevherleri değerlendirebilmek için, bilim adamı olmaya gerek yoktur. Çünkü ihtiyaca yetecek kadar bilim adamı vardır. Âlim olmaya gerek yoktur ama âlimlere değer vermeye gerek vardır. Hiç değilse düşüncelerine veya önerilerine önem vermeye gerek vardır. Kısacası, çöp-bilim-âlim ilişkisi üzerinde biraz kafa yormak gerekiyor.

 

Üye Panel

Kullanıcı Adı :
Şifre :