Mühendislik bilimi, ülkenin hatta dünyanın daha bayındır hale gelmesi ve bilimsel birikimin insan hayatına yansıması için en önemli uygulama alanlarından biridir. Bu nedenle çok önemli görülmesi zorunluluğu vardır. Ancak gerçekler maalesef bu durumdan çok uzaktır. Eksikliklerin üç temel boyutu, mühendislerin kendileri, mühendisleri kullanan kurumlar ve mühendislikten yararlanan halk olarak gösterilebilir. Fakat eksikliklerin temel nedeni, tüm tarafların gerekli bakış açısını yakalayamaması yani ileriyi görememesidir.

      Nereden başlasanız biraz sonra aynı noktaya gelirsiniz. Mühendislik uygulamalarının halkla iç içe olduğu ve ilk akla gelen yapılaşmaya bakınız. Birinci göze çarpması gereken, yaşanabilir mekanların planlanmamış olması, hep daha çok para kazanma planlarına göre çalışmalar yapılmış olmasıdır. Burada mevcut yasaları suçlu görmek mümkün olsa da asıl suçlu olduğu söylenemez. Çünkü yasalar kullanım ile ilgili azami sınırları koymaktadır. Siz ise bunu kullanmayabilir ve daha güzel alanlar oluşturabilirsiniz.

      Yasalar Belediyelere veya diğer ilgili teknik elemanlara tarlanın arsaya dönüştürülmesinde %40 ortak kullanım amaçlı alan ayırma yetkisi vermektedir-eskisi daha azdır. Oluşan arsaların da yerine göre değişmekle birlikte %20-80 kadarını yapılaştırabilirsiniz. Siz isterseniz arsa veya yapı alanı kullanımında çok daha küçük alanlar kullanarak yaşanabilir çevre alanlar oluşturabilirsiniz. Engel bir durum yoktur. Fakat uygulamada ortak alanları bir yolunu bulup, yolları ve parkları iptal edip satan belediye örnekleri olan bir ülkede yaşıyoruz. Belediye ve özel imar çalışmalarında, imar yapılan alanlarda milimetresine kadar yasanın izin verdiği en büyük arsa temini çalışmaları düşünülmeye değerdir. Gelecek için.

      Çok verimli tarımsal üretim alanlarının da bir yolunun bulunarak bir şekilde imara açılması çalışmalarını anlamak mümkün değildir. Bu uygulamaları önlemesi gereken belediyeler, ne yazık ki başı çekmekte ve yasalara aykırı çalışmalarını yıllardır sürdürmektedirler. Vatandaş ta elli liralık tarlasının beşyüz liraya yükselmesi yerine, on liralık tarlasının beşyüz liraya yükselmesinin hesabını yapamamakta veya yapmamaktadır. Sonuç ortadadır. Samsun veya diğer şehirlerin merkezi kısımlarına bakın yeter.

      Peki, bu kadar tersliğin ve yanlışlığın olduğu bir ülkede, bu kadar çok sayıda üniversitede, bunca mühendis yetiştirmekle ne yapmış oluyoruz? Ülkemizin bunca kaynak kullanımının sonuçlarından ülkenin yararı nedir? Kocaman bir hiç. Her şey olduğu gibi devam edecekse okula ne gerek vardır? Geleneksel olarak herkes bildiğini ve öğrendiğini yapa dursun kaynaklarımız da harcanmamış olsun. Daha iyi olmaz mı? Tabiki hayır. Okullarda öğrenilenlerin uygulanabileceği ortamlar oluşturmak gereklidir. Ancak o zaman insanlar iyi yerlerde ve daha sağlıklı olarak aşarlar. Kayıplarımız da sağlık harcamalarının azalması olarak geri kazanılır. Bence bu daha iyidir. Bunların halka anlatılması gereklidir. Birileri bu görevi üslenmeli veya üslendirilmelidir. Yaşama hakkının bir uzantısıdır bu.

      Vatandaş bildiğini, belediyeler yaptığını, bakanlıklar aklına geleni yaparsa işimiz çok daha zor olacak. Mühendisliği tek gözlü yaptıkça kurtuluş zor gibi görünüyor.

 

Üye Panel

Kullanıcı Adı :
Şifre :